23 Mayıs 2015 Cumartesi

12 Mart 1971 darbesinin yıl dönümü; 12 Mart, yarım asırlık demokratik hayatın ikinci kez kesintiye uğradığı gün olarak zihinlere kazındı.

Hasan KORMAZCAN anlatıyor: 
12 Mart 1971 darbesinin yıl dönümü;
12 Mart, yarım asırlık demokratik hayatın ikinci kez kesintiye uğradığı gün olarak zihinlere kazındı. 
(12 Mart 2015 Perşembe 10:21)
Türk Silahlı Kuvvetleri, takvimler 1971 yılının 12 Mart’ını gösterdiğinde “terör ve anarşi”yi gerekçe göstererek hükümete muhtıra verdi. Müdahalenin ardından hükümet istifa etti, yaklaşık 2 yıl süren ‘ara rejim’ dönemi başladı. Muhtıranın TBMM’de okunmasına tek itiraz Parlamento’nun en genç vekiline düştü. Bu isim, Adalet Partisi’nden ayrılan Ferruh Bozbeyli’nin kurduğu Demokratik Partisi Grup Başkan Vekili Hasan Korkmazcan’dan başkası değildi. Birleşimi yöneten Adalet Partisi Başkan Vekili Fikret Turhangil’in muhtıra metnini kürsüden okutma girişimine itiraz eden Korkmazcan, kimsenin ülkenin en yüksek kurumu olan Meclis’e muhtıra veremeyeceğini belirtip askeri bildirinin okunmamasını istedi. Korkmazcan, yaptığı bu çıkışla muhtıranın okunmasını engelleyemedi, ancak adını demokrasi tarihine yazdırmayı başardı. O günkü duruşunu Zaman’a anlatan Türk Parlamenterler Birliği Başkanı Hasan Korkmazcan ‘hükümet ve vekiller tavır koysaydı o muhtıra Meclis’te okunamazdı’ görüşünde. 12 Mart’ın ordunun hiyerarşi ve komuta kademesi içerisinde yaptığı ilk girişim olduğuna işaret eden Korkmazcan, “Bu girişimin Meclis’ten ve hükümetten ciddi bir tepki alması halinde sonraki ara dönem uygulamaları olmazdı. ‘Demokrasiye her zaman müdahale edilebilir’ gibi bir anlayış zihinlere yerleşmemiş olurdu. Muhtıraya karşı tavır alınmamış olması, 12 Eylül’ün de yolunu açtı.” diyor.
GÜLEN’İN O SÖZLERİ HALÂ UNUTULMADI
12 Mart muhtırasının radyodan okunduğu saatte Meclis lokantasında arkadaşlarıyla yemekte olduğunu söyleyen Hasan Korkmazcan, yemekten sonra bekledikleri 13.00 bülteninde ilk haber olarak askerlerin Meclis’e ve hükümete muhtıra verdiğinin okunduğunu kaydediyor. Bu durumun bütün vekiller için sürpriz olduğunu belirten Korkmazcan, daha sonra parti grubuna çıktığını aktarıyor. Genel Kurul’a indiklerinde hükümet sıralarının bomboş olduğunu gördüğünü dile getiren Korkmazcan, “O zaman işin bittiğini anladık. Hükümetin muhtırayı kabullenir bir tavır içine girdiğini hissettik. Ardından istifa etti. ” ifadelerini kullanıyor.
İNGİLİZ GİZLİ ARŞİVLERİNDEN 12 MART
Hasan Korkmazcan, 12 Mart sürecinin sona erdiği tarih olarak kabul edilen 1973 yılındaki cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında gizli-açık bütün baskılara rağmen Meclis’in, dönemin Genelkurmay Başkanı Faruk Gürler’i cumhurbaşkanı seçmemesini ise muhtıranın rövanşı olarak görüyor. O günlerde siyasilerin baskılara direnmesini ‘telafi edici tarihî tavır’ olarak niteliyor. Korkmazcan, şöyle devam ediyor: “Gürler, cumhurbaşkanı olacağım diyerek Genelkurmay Başkanlığı’ndan istifa etti. Hemen Cumhuriyet Senatosu üyeliğine seçildi. O zaman prosedür cumhurbaşkanının TBMM ya da Cumhuriyet Senatosu üyesi olması şeklindeydi. Gürler’in koltuğuna da Kara Kuvvetleri Komutanı Semih Sancar oturdu. Ordunun desteğine sahip olduğuna inanan Faruk Gürler cumhurbaşkanı seçileceğine kesin gözüyle bakıyordu. Fakat siyasiler her türlü baskıya direndi ve Gürler’i cumhurbaşkanı seçmedi.”
O VEKİL 43 YIL SONRA 12 MART’I ANLATTI!..
1973 yılında Faruk Gürler’in cumhurbaşkanı seçilmesi için siyasilere çeşitli baskılar yapıldığını anlatan Korkmazcan, seçimin yapılacağı ilk gün Meclis localarının üniformalı askerlerle dolu olduğunu söylüyor. Kendisinin de bu baskılardan payına düşeni aldığına dikkat çeken Korkmazcan, şöyle devam ediyor: “Askerler her siyasi partiden temsilcileri topladı. Deniz Kuvvetleri Komutanı Kemal Kayacan’ın konutunda bir araya geldik. Semih Sancar çiçeği burnunda Genelkurmay başkanıydı. Bize, ‘Ya Gürler’e oy verirsiniz veya Sunay’ın görev süresini iki yıl daha uzatırsınız.’ dedi. Ben oy veremeyeceğimizi belirttim. Bunun üzerine Kara Kuvvetleri Komutanı Eşref Akıncı ayağa kalktı, her şeye itiraz ettiğimi söyledi. Genelkurmay İkinci Başkanı Turgut Sunalp ise ‘Eğer ordunun dediği olmazsa sizleri toplarız.’ dedi. Ben de kendisine, böyle bir davranışa girmesi durumunda sonuçlarına katlanacağını söyledim.”

Hasan KORKMAZCAN - TBMM’nin tarihi kimliğini korumak için Parlamenterlere seferberlik çağrısı!

Hasan KORKMAZCAN; TBMM'nin tarihi kimliğini korumak için Parlamenterlere seferberlik çağrısı...
TBMM’nin tarihi kimliğini korumak için Parlamenterlere seferberlik çağrısı!
İşte Tarihi Çağrı!
Milli, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’ne saldıranların sürekli hedeflerinden biri TBMM’dir. Çünkü TBMM, Türk Milleti’nin Milli Mücadele ile yeniden doğuşunun öncüsüdür.
Büyük Atatürk’ün önderliğinde TBMM, milli onurumuzu, egemen, özgür ve bağımsız olarak sonsuza kadar var olma hakkımızı dünyaya kabul ettirmiştir.
TBMM ilk başkanıyla, üyeleriyle ve kurum olarak “Gazi” unvanı taşıyan tek parlamentodur.
TBMM’nin tarihi kimliğini korumak, TBMM’nin çatısı altında görev yapan hepimizin tarih önünde borcudur.
Günümüzdeki ara rejimin yöneticileri, TBMM’nin denetim yetkisini yok saymakta, yasa yapma yetkisini ise anayasa dışı bir çoğunluk gücü olarak kullanmaktadır. Ülkemizdeki ağır ekonomik, toplumsal ve siyasi bunalımın gerçek sebebi bu çağ dışı anlayıştır.
Bunalımdan çıkış için, TBMM’nin şanlı başlangıcına uygun bir konuma kavuşturulması görevi kaçınılmaz bir seçim seferberliği gerektirmektedir.
Bu seferberlikte bütün parlamenter dostlarımın Türk Milleti’ni temsil etme onuruyla sorumluluk yükleneceklerine inanıyorum. Hepimiz TBMM’de namusumuz ve şerefimiz üzerine ettiğimiz yemine hayat boyu bağlı kalma bilincine sahibiz.
Hepinize başarılar diler, saygılar sunarım.
‘TBMM saraydan yönetiliyor’
Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Hasan Korkmazcan, Cumhurbaşkanı’na örtülü ödenek ayrılmasına ilişkin soruyu şöyle yanıtladı: “Örtülü ödenek parlamenter sistemlerde yürütme organının başına, yani Başbakan’a tanınan bir yetkidir. Bunun hangi amaçlarla kullanılacağı  kanunlarla tarif edilmiştir. İdarenin, gizli eylemleri sorumsuz bir makama verildiği zaman bunun hukukta yerini bulmak mümkün değil. Hiçbir yetki, kaynağını anayasadan bulmadan kullanılamaz hükmüne de aykırıdır. Esas olan bir de bu teklifin torba yasaya son anda eklenmiş olmasıdır. Hükümetin bundan bilgisi olmadığı iddiaları  vardır. Ayrıca bu konu önemli bir sistem değişikliği getirdiğine göre daha önce kamuoyu önünde tartışılması gerekirdi. TBMM’yi saraydan yönetilen, sadece sarayın buyruklarını onaylayan bir merkez konumuna getirmiştir.”
Parlamenterlere seferberlik çağrısı!
VATAN Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Türkiye Parlamenterler Birliği Onursal Başkanı Hasan Korkmazcan, parlamenterler için seferberlik çağrısı yaptı. Tecrübeli siyasetçi, tüm parlamenterleri ülkenin içinde bulunduğu bunalımdan çıkmak için seçim seferberliğine davet etti. Korkmazcan, “Türkiye iç güvenlik yasasının kabulüyle denetimsiz bir sıkıyönetim rejimine girmiştir. Bu, fiilen yürütülmekte olan ara rejime, hukuki dayanak kazandırılması yolunda Meclis’te atılmış yeni bir adımdır. Bugün ortaya çıkan ara rejimle mücadele etmek Meclis’te görev yapmış olan tüm parlamenterlerin ortak sorumluluğundadır” dedi.
Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Tayfun İçli de muhalefet partilerinin torba yasa için oy kullanmamasını eleştirerek şunları söyledi: “İç güvenlik paketi, torba yasa olarak TBMM’den geçirildi. Yasanın oylamasında 231 milletvekili TBMM’de oy kullandı. Bu yasa 199 evet, 32 hayır oyuyla geçti. Muhalefetin sahip olduğu sandalye sayısı 223. Eğer başta 125 CHP’li, 52 MHP’li, 29 HDP’li milletvekili olmak üzere bağımsızlarla eğer TBMM’yi terk etmemiş olsalardı bu yasa geçmeyecekti. 223 oyla reddedilmiş olacaktı. Bu da gösteriyor ki TBMM’de bir muhalefet boşluğu var. Eğer muhalefet, iktidarın değirmenine su taşımamış olsaydı, bugün siyasi iktidar böyle fütursuzca rejimi ortadan kaldırabilecek yasal düzenlemeleri TBMM’den geçirmesi mümkün olmayacaktı. Vatan Partisi’ne ne kadar büyük bir gereksinim olduğu bu oylamayla bir kere daha görüldü.” (Aydınlık - 29 Mart 2015)

6 Mayıs 2015 Çarşamba

HASAN KORKMAZCAN: “ÜRETEN TÜRKİYE’Yİ YENİDEN İNŞA EDECEĞİZ”

“ÜRETEN TÜRKİYE’Yİ YENİDEN İNŞA EDECEĞİZ”
Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Denizli Milletvekili Adayı Hasan Korkmazcan, Vatan Partisi olarak üreten Türkiye’yi yeniden inşa edeceklerini söyledi.
Güne Bakış programına konuk olan Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısıve Denizli Milletvekili Adayı Hasan Korkmazcan, Vatan Partisi’nin projelerini anlattı. Korkmazcan “Vatan Partisi ilk olarak üreten Türkiye’yi yeniden inşa edecek. Devletin bütün yatırımları istihdam yaratan girişimleri teşvik ettiği bir ortam yaratacağız. Yeni bir yatırım hamlesi başlayacak. Önce tarımda. Dışardan beslenen borçlanarak büyümenin Güneydoğu Anadolu’daki GAP projesini 12 yıl önce hangi noktadaysa orada tuttuğunu da tespit ettim. Hiçbir sulama yatırımı yapılmamış. Halbuki sular akıp gidiyor. O barajlara Türkiye’nin 50 yıllık birikimlerini gömdük.  Enerji üretiyoruz ama sulama yatırımları yapılmadığı için tarlasını insanlar kuyu kazarak suluyor hala. Evvela tarımı ayağa kaldıracağız. Şanlıurfa’da bana; ‘Biz eskiden 1 kilo pamuk satıyor, 2 litre mazot alıyorduk. Bugün 4 kilo pamuk satıyoruz, 1 litre mazotu zor alıyoruz’ diyorlar. Bu kısır döngüden çıkartılacaktır. Türkiye’nin iklimi nedeniyle tarımda hiç kimse bizimle yarışamaz. Yeter ki doğru değerlendirelim. Ürün bol olduğunda sokağa dökmeyip işleyebilelim. İkincisi tarıma dayalı sanayinin gelişmesi lazım. GAP bölgesinde 3,5 milyon insanımız istihdam edilebilir. Oranın gençleri başka illere tarım işçisi olarak gidiyorlar. 12 Mart rejimi ilk olarak afyonu yasakladı. O dönem Ecevit, Korkut Özal’la biz bunun mücadelesini verdik. Pamuk, pancarı yasakladılar. Tavuklarımız için aşı üretiyorduk, bunları geri açacağız. Devlet üretme çiftlikleri aynı zamanda okuldur. Nitelikli tarım işçisi yetiştiren kurumlardır. Tarım ülkesi olmaktan bahsetmiyoruz, bütün potansiyeli kullanarak tarım ve sanayiyi bir araya getireceğiz. İleri teknoloji sanayisine geçmek zorundayız. Biz Türkiye’yi yeniden bütünleyeceğiz” diye konuştu.
“46 YIL ÖNCE EN GENÇ MİLLETVEKİLİYDİM, BUGÜN DE TECRÜBELİ MİLLETVEKİLİ OLARAK MECLİSE GİDECEĞİM”
Mehmet Korkmazcan “46 yıl önce Denizlililer beni en genç milletvekili olarak meclise göndermişti, şimdi de deneyimli milletvekili olarak gönderecektir’ diyerek “Bizim oy oranlarımız Vatan Partisi ismiyle birlikte yükselmeye başlamıştır. Bu yükseliş seçime kadar devam edecektir. Biz bugün mecliste bulunan kişiler yine seçilirse aynı güçte veya güçleri değişmiş olarak ekonomik olarak hiçbir şey değişmeyecek. Çözüm süreci, bölünme süreci değişmeyecek. Değişim istiyorsanız ey vatandaşlar Vatan Partisi’ni meclise gönderin. İklim değişsin, bütünleşme sağlansın, gönüllerde bölünme yok olsun. Bizim değişim programımız var. Ben deneyimli olarak adayım. 46 yıl önce Denizlililer beni en genç milletvekili olarak meclise göndermişlerdi. Hemen yanı başımda genç bir adayımız Yadigar Özen kızımızı da Denizlililer en genç milletvekili olarak meclise gönderecektir. Burada matematik yapılmaz. Önemli olan milletin beklentisi ve ihtiyacıdır. Biz bu ihtiyaca cevap vereceğiz” ifadelerini kullandı. (Ekleme Tarihi: 21-04-2015 - 09:40)